KİŞİLİK BOZUKLUKLARI ve TEDAVİSİ

Kişilik nedir?

Kişilik, bireyin kendine özgü olan ve onu diğer insanlardan farklı kılan uyum özelliklerini içerir. Bu özellikler, bireyin düşünme, hissetme ve davranış örüntülerinden oluşur. Bireyin kişiliği, deneyimler, çevre (yaşam durumları) ve kalıtsal özelliklerden etkilenir. Bir insanın kişiliği genellikle zaman içinde değişmeksizin aynı kalır.  Kişilik, karakter ve huy şeklinde iki bileşene ayrılabilir. Karakter, kişinin dünyayı görüş, algılama ve yaşamla başa çıkma biçimi olarak tanımlanır. Karakter gelişiminde, öğrenmenin ve sosyal çevrenin önemli etkisi vardır. Huy (mizaç) ise, doğuştan gelen, biyolojik temeli olan yatkınlıklara bağlı davranış eğilimleridir. Kişilik ve kimlik kavramları sıklıkla karıştırılmaktadır. Kişilik, bireye özgü, kalıcı nitelikleri tanımlar, bireyin ‘nasıl bir kişi’ olduğunu betimler. Kimlik ise, bireyin mesleki, toplumsal konumunu, yani bireyin ‘kim’ olduğunu betimler.

Kişilik bozukluğu (KB) nedir?

Bireyin içinde bulunduğu kültürün beklentilerinden sapmalar gösteren, süreklilik taşıyan, sıkıntıya veya işlevsellik sorunlarına neden olan bir ‘düşünme, hissetme ve davranış’ örüntüsüdür. Bu örüntü, geç ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde başlar ve kişilerarası ilişkilerde, dürtü kontrolünde, sosyal ve mesleki işlevsellikte sorunlara neden olur. Kişilik bozukluklarında; suça eğilim, alkol ve madde kullanımı, intihar girişimleri daha sık görülür.

Kişilik Bozukluklarının Nedeni:

Kişilik bozuklukları; genetik, nörobiyolojik, gelişimsel ve çevresel etkenlerin karşılıklı etkileşimleri ve bir araya gelmeleri sonucu ortaya çıkar. Aile içi ilişkiler ve toplumsal çevrenin de önemli etkileri vardır.

Kişilik Bozukluklarının Sıklığı:

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yapılan bir araştırmaya göre her hangi bir kişilik bozukluğu için yaygınlık %6,1 olarak saptanmıştır. Ülkemizde yapılan değişik çalışmalarda, yaygınlık oranları %2,0-6,9 arasında değişmektedir.

Kişilik Bozukluklarının Tanısı:

Kişilik bozukluğu tanısı; bir psikiyatrist veya gerekli eğitimleri almış ruh sağlığı profesyonelleri tarafından, psikiyatrik görüşme  ve değerlendirme yapılarak, anket ve ölçekler uygulanarak, gerekirse genetik çalışmalar ve beyin görüntüleme incelemeleri yapılarak konulabilir. 18 yaşıından büyük bireylerde kişilik bozukluğundan sözedilebilir, zira 18 yaşından küçük kişilerde, kişilik yapısı halen gelişmektedir ve tam olarak şekillenmemiştir. Bazen bir kişide, birden fazla kişilik bozukluğu bir arada görülebilir.

Kişilik Bozukluklarının Türleri:

10 farklı kişilik bozukluğu türü tanımlanmıştır: Paranoid KB, şizoid KB, şizotipal KB, antisosyal KB, sınırda (borderline) KB, histrionik KB, narsisistik KB, kaçıngan KB, bağımlı KB, obsesif kompulsif KB.

 

1. Paranoid kişilik bozukluğu:

Temel özelliği; başkalarının davranışlarının kötü niyetli olduğunu düşünme, güvensizlik ve kuşkuculuk içinde olma, şüphe duyma ve alınganlık örüntüsüdür. Bu kişiler; başkalarından kendisine bir zarar gelebileceğinden kuşkulanır, eş veya sevgilisinin kendisini aldatabileceğinden şüphelenir, kendisine yönelik bazı söz ve davranışlarını kişiliğine yönelik bir saldırı gibi algılayabilirler. Genellikle soğuk, mesafeli, üstten bakan, eleştiren ve eleştiri kaldırmayan kişilerdir.

   2. Şizoid kişilik bozukluğu:  

Temel özelliği; sosyal ilişkilerin zayıf olması ve duyguları ifade etmekten kaçınılmasıdır.  Bu kişiler; yakın ilişkiler aramaz, yalnız olmayı tercih eder, arkadaşlık ve duygusal ilişki kuramaz, soğuk görünür, duygusal dalgalanma göstermez, içedönük olur, başkalarından gelen övgü veya eleştiriyi karşı kayıtsızdır,  Kendilerine yakınlık gösterenlere soğuk ve itici davrandıkları için bir süre sonra onları uzaklaştırırlar.

   3. Şizotipal kişilik bozukluğu:  

Temel özelliği; bilişsel veya algısal çarpıklıklardan kaynaklanan garip ve olağandışı düşünce ve davranışların görülmesidir. Bu kişilerin; tuhaf, büyüsel inanışları vardır, alınganlık, kuşkuculuk sergilerler, yakın sosyal ilişkiler kurmak istemezler, garip ve değişik görünürler,  konuşmaları anlaşılmaz, müphem ve duruma uygunsuz olabilir, algı yanılsamaları ve bedensel illüzyonları olabilir, ağır zorlanma altında geçici psikoz belirtileri gösterebilirler.

   4. Antisosyal kişilik bozukluğu:  

Temel özelliği; çocukluk çağlarında başlayan, başkalarının haklarını göz ardı etme veya ihlal etme örüntüsüdür. Bu kişiler; sosyal normlara ve yasalara uyum göstermezler, tekrar tekrar yalan söyleyebilir, başkalarını aldatabilir veya dürtülerini engelleyemezler, saldırganlık gösterirler, kavgalara karışırlar, sık sık tutuklanırlar, gördükleri cezalardan ve olumsuz deneyimlerden ders almazlar, sürekli ve tutarlı ilişki kuramazlar, bir işi uzun süre sürdüremezler, zarar verdikleri kişilerin duygularına empati gösteremezler, genellikle suçluluk duymazlar, vicdan azabı çekmezler. 

   5. Sınırda (Borderline) kişilik bozukluğu:  

Temel özelliği; kimlik duygusunda, kişisel ilişkilerde ve duygulanımda yaygın ve süregen istikrarsızlıklara eşlik eden dürtüsellik örüntüsüdür. Bu kişiler; sıklıkla boşluk ve anlamsızlık duygusundan yakınırlar, çabucak düş kırıklığına uğrarlar, yalnız kalmaktan ve terk edilmekten çok korkarlar. Terk edilmekten kaçınmak için abartılı çaba gösterebilirler, kendilerine zarar verme girişiminde bulunabilirler, uygunsuz ve yoğun öfke sergileyebilirler, gözünde aşırı büyütme ve yerin dibine sokma şeklinde değişen tutarsız kişiler arası ilişkiler kurabilirler.

   6. Histrionik kişilik bozukluğu:

Temel özelliği; aşırı duygusallık, olayları dramatize etme ve dikkatleri üzerinde toplama örüntüsüdür. Bu kişiler; ilgi odağı olmadıklarında rahatsız olabilirler, ilgi çekmek için fiziksel görünümlerini kullanabilirler, başkalarıyla etkileşimlerinde ayartıcı veya baştan çıkarıcı davranışlar sergileyebilirler, hızlı değişen abartılı duygular gösterebilirler, tavırlarına yapaylık, yüzeysellik ve oyunculuk hâkimdir, şefkat ve sevgi açlığı içindedirler, olgun ve dengeli ilişkiler kuramazlar. 

   7. Narsisistik kişilik bozukluğu:

Temel özelliği; davranışlarda veya fantezi dünyasında kendisini üstün görme, sürekli ilgi, onay hayranlık ihtiyacı ve başkalarının duygularını anlamada yetersizlik örüntüsüdür. Bu kişiler; başarı ve yeteneklerini abartırlar, sürekli beğeni ve takdir beklerler, eleştiriye tahammül edemezler, beklentileri karşılanmayınca özsaygıları çabuk düşer, sınırsız güç, başarı, zekâ ve kusursuz sevgi düşlemleri kurarlar, özel ve eşi bulunmaz biri olduklarına, üstün bir yeri hak ettiklerine inanırlar, kişiler arası ilişkileri kendi çıkarları için kullanırlar, ilişkilerinde ben-merkezci davranırlar, başkalarının duygu ve düşüncelerine empati gösteremezler. 

   8. Kaçıngan kişilik bozukluğu:

Temel özelliği; aşırı utangaçlık, yetersizlik duygusu ve olumsuz değerlendirilmeye karşı aşırı duyarlılık örüntüsüdür. Bu kişiler; kendilerini fazla gözlemlerler ve başkaları tarafından nasıl görüldüklerini merak ederler,  sevildiklerinden emin olmadıkça insanlarla ilişkiye girmek istemezler, eleştirilecekleri, dışlanacakları veya beğenilmeyecekleri korkusuyla kişiler arası etkinliklerden kaçınırlar, yetersizlik duyguları yüzünden yeni kişilerle aynı ortamda bulunduklarında çekingen davranırlar, mahcup olma kaygısıyla yeni etkinliklere katılmaktan çekinirler, insanlarla tanışmak, toplumsal etkinliklere katılmak ve sosyalleşmek istemezler, sonunda genellikle yalnız kalırlar.

   9. Bağımlı kişilik bozukluğu: 

Temel özelliği; ayrılma ve terkedilme korkusu, ilgilenilmeye aşırı ihtiyaç duyma, özerk karar verme ve girişimde bulunma zorluğu, boyun eğici ve yapışkan davranış örüntüsüdür. Bu kişiler; başkalarının güvencesi olmadan günlük kararlar almakta zorlanabilirler, sorumluluk almak için başkalarına ihtiyaç duyarlar, kabul görmeyecekleri korkusuyla başkalarıyla aynı görüşü paylaşmadıklarını söylemekte zorluk çekerler, inisiyatif almakta ve eyleme geçmekte zorlanırlar, isteyici ve alıcı tiplerdir, ama vermeyi bilmezler, yanlarında kendilerine bakan, koruyan destek olan, karar alan kişiler olmadığında güvensiz, tedirgin ve çaresiz hissederler, yakın ilişkileri sonlandığında bakım ve destek almak üzere hemen başka bir ilişki arayışına girerler.

   10. Obsesif-kompulsif kişilik bozukluğu :

Temel özelliği; aşırı düzenlilik, titizlik, mükemmeliyetçilik, kuralcılık, kontrolcülük ve bütün bu konularda aşırı katı tutum sergileme örüntüsüdür. Obsesif kompulsif bozukluktan, obsesyon (düşünce saplantıları) ve kompulsiyonların ( hareket zorlantıları) olmaması ile ayırt edilir. Bu kişiler; ayrıntılara, kurallara, listelere veya programlara aşırı derecede odaklandıkları için yapılan etkinliğin asıl amacından uzaklaşabilirler, işin bitirilmesini zorlaştıranbir mükemmeliyetçilik gösterebilirler, arkadaşlarından yoksun kalacak şekilde aşırı çalışabilirler, kararsızlık ve erteleme eğilimi gösterebilirler, özel bir değeri olmadığı halde eski veya değersiz eşyaları atamazlar, başkaları tam olarakkendisinin yaptığı gibi yapmayı kabul etmedikçe, görev dağılımı yapmak ve birlikte çalışmak istemezler,para harcamaktan kaçınırlar, parayı gelecekte ortaya çıkabilecek felaketler için biriktirilmesi gereken bir şey olarak görürler,  ahlaki ve estetik değerlerde aşırı katı bir tutum sergilerler.

Kişilik Bozukluklarının Tedavisi:

KB olan kişilerin belirtileri daha çok çevreye yönelik olduğundan, genellikle tedavi için kendileri başvurmazlar. Kişilik bozuklukları, hayat boyu devam eden sosyal uyum sorunlarına yol açtıkları için tedavi edilmeleri zordur ve uzun zaman alır. Tedavide öncelikli hedefler; krizlerin yatıştırılması, davranışların dengelenmesi, toplumsal uyumun sağlanması ve ruhsal olgunlaşmanın gerçekleştirilmesidir. Bu hedeflere yönelik olarak, öncelikle psikoterapiler ve gerektiğinde ilaç tedavileri uygulanır.

Psikoterapi:

Psikoterapi sırasında kişi, bozukluk ve belirtilere neyin katkıda bulunduğu hakkında içgörü ve bilgi edinebilir ve düşünceler, duyguları ve davranışları hakkında konuşabilir. Psikoterapi; kişinin davranışlarının başkaları üzerindeki etkilerini anlamasını sağlayabilir, ayrıca belirtilerle başa çıkmasını, işlevselliğini bozan ve ilişkilerinde sorunlara neden olan davranışlarını azaltmasını öğrenmesine yardımcı olabilir. Terapi türü, kişilik bozukluğunnun yapısına, şiddetine ve bireyin koşullarına bağlı olarak değişebilir.

Yaygın olarak kullanılan psikoterapi türleri şunlardır:

İlaç tedavileri:

Kişilik bozukluklarını tedavi etmek için özel olarak ilaç yoktur. Bununla birlikte, antidepresanlar, anti-anksiyete ilaçları veya duygudurum dengeleyici ilaçlar gibi ilaçlar bazı belirtilerin tedavisinde yardımcı olabilir. Daha şiddetli veya uzun süreli belirtiler, birinci basamak doktoru, psikiyatrist, psikolog, sosyal hizmet uzmanı ve aile üyelerini içeren bir ekip yaklaşımı gerektirebilir.

Yardımcı stratejiler:

Bir tedavi planına aktif olarak katılmanın yanı sıra, kişilik bozukluğu olan kişiler için bazı öz bakım ve başa çıkma stratejileri yardımcı olabilir:

Aile üyeleri, bireyin iyileşmesinde önemli olabilir ve yardım ve desteğin en etkili yolları konusunda bireyin sağlık hizmeti sağlayıcısıyla birlikte çalışabilir. Ancak kişilik bozukluğu olan bir aile üyesine sahip olmak da üzücü ve stresli olabilir. Aile üyeleri, zorluklarla başa çıkma konusunda yardım sağlayabilecek bir akıl sağlığı sağlayıcısı ile konuşmaktan yararlanabilir.

 

 

Kaynaklar

1. TPD (Türkiye Psikiyatri Derneği) http://www.psikiyatri.org.tr

2. APA (American Psychiatric Association) https://www.psychiatry.org

3.  https://www.moodisthastanesi.com